YEŞİLAY HAFTASI (1-7 Mart haftası)

Yeşilay, 1920’de İngiliz işgal güçlerinin İstanbul Limanı’na gemilerle getirdiği binlerce kasa alkollü içkiyi gençlerimize bedava dağıtıp onları zehirleyerek işgale karşı direnişi kırmak istemelerine karşı mücadele amacıyla dönemin Şeyhülislam’ı İbrahim Haydarizade’nin himayesinde Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından 5 Mart 1920’de İstanbul’da “Hilal-i Ahdar” adıyla kurulmuştur.

“Hilal-i Ahdar” ismi daha sonra “Yeşil Hilal” ve “Yeşilay” olarak değiştirilmiş, 1934 yılında Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı, İsmet İnönü’nün Başbakanlığında Bakanlar Kurulu kararıyla Yeşilay’a “kamuya yararlı dernek statüsü” verilmiştir.

Yeşilay Derneğinin kuruluş tarihini içine alan 1 – 7 Mart arası ülkemizde Yeşilay Haftası olarak kutlanır. Yeşilay Haftasında alkollü içkilerin ve uyuşturucunun toplumumuza, aile yapımıza ve bireylere verdiği zararlar anlatılır.


Esrar, afyon, kokain, LSD gibi uyuşturma özelliği olan maddeler, uyuşturucu olarak adlandırılır. Alkollü içkiler ise içildiğinde insanı sarhoş eden, hareketlerini ve düşünceleri kontrol etmesini engelleyen her tür içkidir. Alkollü içki veya uyuşturucu alan kişiler vücutlarında önce rahatlık, baş dönmesi gibi etkiler görürler. Bu kişiler daha sonra vücutlarının ve akıllarının kontrolünü kaybettikleri için doğru düşünüp doğru karar veremezler. Bu nedenle diğer insanlara göre kolay suç işlerler. Alkollüyken araç sürenler, kazalara neden olurlar.


Alkollü içkiler, uyuşturucular insanda zamanla bağımlılık yaratır. Alkol almayı alışkanlık haline getirenlere alkolik denir. Alkolikler kazandıklarının önemli bir bölümünü bağımlılıklarını karşılamak için alkole harcarlar. Alkol aldıkları anlarda duyarsızlaşır ve çevrelerini rahatsız ederler. Alkol alamadıklarında ise sinirli olur ve çevrelerindekilere karşı kırıcı davranışlar sergilerler. Bu yüzden alkolikler toplum içinde sevilmezler ve saygı görmezler. İçki ve uyuşturucu kullanan kişilerin aile düzenleri ya yoktur ya da bozulmuştur.


Uyuşturucu ve alkollü içkiler insan sağlığı açısından da zararlıdır. Vücudumuzun tüm önemli organları içki ve uyuşturucudan olumsuz etkilenir. Ülser, siroz, felç gibi hastalıkların nedenleri arasında uyuşturucu ve alkollü içkiler önemli yer tutar.

Sigara dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunudur ve yüksek oranda nikotin içerdiği için bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir. Sigara ve diğer tütün ürünleri kullanmak zamanla kişide psikolojik ve fiziksel bağımlılık oluşturur. Sigara; iştahı keser, sindirimi güçleştirir, dişleri sarartır, ülsere sebep olur, akciğere zarar verir, kansere ve pek çok hastalığa doğrudan ya da dolaylı neden olur. Tütün ürünlerinde 4000’den fazla zehirli kimyasal madde bulunmaktadır. Sigarayı bırakmak kişinin iradesi ve gerektiğinde uzman desteği alınmasıyla mümkündür. Sigara kullanan insanlar sadece kendilerine değil çevrelerindeki insanlara da büyük zarar verirler. Sigara dumanında yer alan zararlı maddeler, sigara içmeyen insanları da olumsuz etkilemektedir. Öyle ki; sigara içilen bir ortamda uzun süre kalan kişiler, sigara içenlerin yakalandıkları hastalıklara maruz kalırlar. Sigaranın içerdiği zararlı maddelerden dolayı dumanı da içmeyenlere zarar verir. Buna pasif içicilik denir. Sigara içilen yerlerden uzak durmak, içen kişileri uyarmak sağlıklı bir ortam için önemli bir görevdir.

Ülkemizde de uyuşturucu maddelerin yapımı, satışı, kullanılması, taşınması, bulundurulması kesinlikle yasaktır.

Yeşilay haftası bağımlılık ile mücadelede kararlılık ve dayanışma mesajlarının güçlendirilmesi açısından önemli bir platformdur. Toplumun her kesimini madde bağımlılığıyla mücadeleye destek olmaya ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmeye davet eder.

Somet öğrencileri de hazırladıkları duyarlı çalışmalarıyla bu mücadeleye destek verdiler.